Danimarkalı bir biyoteknoloji şirketi, iklim değişikliğiyle mücadele etmeye çalışıyor ve gizli silahları Kopenhag’ın ormanlarında uykuda olan mantarlarla organik deterjan üretiyorlar.
Novozymes adlı şirkette daha çevre dostu bir organik deterjan arayışındaki iki bilim insanı Mikako Sasa ve Sara Landvik düzenli olarak bataklıkların ve çamurlu arazilerin içinde dolaşarak kayın ağacından ya da eğrelti otundaki küflerden çıkan istiridye mantarlarını arıyorlar. Mantarlarda bulunan, kimyasal süreçleri ya da çürüme gibi doğal reaksiyonları hızlandıran enzimleri inceliyorlar.
Novozymes bilim insanlarından Mikako Sasa, “Neye bakacağınızı biliyorsanız, yapabileceğiniz birçok şey oluyor” diyor. Novozymes ve rakipleri yıllardır Unilever ve Procter & Gamble gibi tüketim sektöründeki devlere bir enzim kataloğu geliştirip tedarik ediyorlar.
Bu iki bilim insanı kadın, çalışmalarıyla Novozymes’in rakipleriyle mücadele etmesine katkıda bulunuyor. Çamaşır ve bulaşık yıkama işlemi için daha az suya ihtiyaç duyabilecek veya daha düşük sıcaklıklarda da etkili bir şekilde çalışabilecek, organik deterjan enzimleri geliştirmesine de yardımcı oluyorlar. Bu bağlamda enerji tasarrufu çok önemli olabiliyor. Örneğin, Avrupa Birliği’nde çamaşır makineleri ev elektriğinin %6’sından fazlasını tüketiyor.
Ürün Geliştirme Süreci
Şirketin 1960’lı yılların stilindeki kampüsünde, beyaz önlüklü ve minyatür çamaşır makinesi armalı bilim insanları bebek kıyafeti boyutundaki çamaşırlarda yeni enzim kombinasyonlarını test ediyorlar. Ayrıca, bir ürünün lekeyle mücadele özelliğini test etmek için dünyanın dört bir yanından yağlı, kararmış yakalara ve sarı koltukaltlarına sahip lekeli kıyafet örnekleri getirtiyorlar.
Günümüzdeki deterjanlar, sekiz farklı enzim içeriyorlar. Bir deterjanda ihtiyaç duyulan enzimlerin miktarı, kimyasal alternatiflerle karşılaştırıldığında nispeten azdır. Bu durum daha doğal içerik arayan müşteriler için oldukça iyi bir alternatif olabiliyor. Tipik bir çamaşır makinesine koyulan malzemelere ekleyeceğiniz bir çay kaşığının 10’da 1’i miktarındaki enzim, petrokimyasallardan gelen sabunun ya da deterjanlardaki palm yağının yarısını azaltmaya olanak sağlıyor.
Ayrıca, enzimler enerji tüketimini azaltma konusunda da oldukça etkililer. Genellikle ormanlar ve okyanuslar gibi nispeten serin ortamlarda bulunduklarından ve düşük doğal sıcaklığın bir sonucu olarak, çamaşır makinelerinde ve diğer çamaşır yıkama işlemlerinde yaygın olarak kullanılan ısı ve basınca ihtiyaç duymuyorlar. Bu sayede hem zararlı kimyasalların kullanımı azaltılırken, hem sudan hem de enerjiden tasarruf sağlanabiliyor.
Kaynakça:
Fighting Climate Change, One Laundry Load at a Time
Benzer Yazılarımız İçin: