Çalışmaya göre ihraç edilen plastiğin %89’unu tek kullanımlık yiyecek kapları oluşturuyor. Amerika Birleşik Devletleri PVC(Polivinil klorür), Almanya PE(Polietilen) ve Japonya PS(Polisitren) ihraç lideri konumundalar. Bu ihraç edilen ürünler Çin ve plastik atık arasında bağ kuruyor.
Laura Parker ve Kennedy Elliott’un yayımladığı ” Plastic Recycling Is Broken. Here’s How to Fix It.” adlı çalışmayı sizlere aktarmak istedim. Bu bilgilendirici çalışma birçok sorunuza cevap olacak.
2016 yılı Dünya’daki plastik atığın 2/3’ü Çin tarafından ithal edilmiş. Çin dünyanın atık plastiklerini almayı durdurduğu an, piyasalar telaşa sürükleniyor. Fakat bu durum aynı zamanda bir fırsat da oluşturuyor.
25 yılı aşkın süredir zengin ülkeler plastik çöplerini kendilerinden daha fakir Asya ülkelerine gönderdiler. Böylelikle bu kadar atıkla baş edemeyecek gelişmekte olan ülkeler zorlanmaya başladı. Çin ithal edilen plastik miktarının %45’ini tek başına alarak aslan payını üstlenmiş oldu. 2018’in başlarında Çin yerel çevresel endişelerini bahane göstererek daha fazla plastik atık almayı reddetti.
Çin’in bu hareketi sonrasında geri dönüşüm endüstrisi telaşa sürüklendi ve ülkeler yeni alıcı aramaya başladı. Çin’in plastik atık deposu olmaktan çekilişi ayrıca vergilerle ilgili bir gerçeği gün yüzüne çıkarttı. Geri dönüşüm için verilen vergiler geri dönüşüm için kullanılıyordu. Önceden istenmeyen plastikleri balya haline getirip okyanuslara göndermek evlere göndermekten daha ucuz oluyordu. Şimdiyse, Çin’in kapıları kapatmasıyla plastik atıkların çok büyük bir kısmı yerel depolarda son bulacak. Çin’in yaptıkları politika sonucu 2030’a kadar 111 milyon metrik ton plastik atık yer değiştirmiş olacak.
Bu üzücü istatistik yeni bir çalışma olan Science Advances için anahtar buluş oldu. Büyük etkiler ile dünyanın gezgin plastik atığı ve geri dönüşümün haritasının yeniden çizileceğini ortaya çıkardı. Çalışmanın yazarlarına göre ihracat yapan zengin ülkelerin kendi ülkelerindeki geri dönüşüm pazarı ihraç miktarının çok yüksek olması sebebiyle sürdürülebilir olmayacak ve zorluklarla uğraşmak zorunda kalacaklar. Georgia Üniversitesi Mühendislik Profesörü ve National Geographic Kaşifi Jenna Jambeck: “Bence büyük ihtimalle bu durum kolaylaşmak yerine zorlaşacak. Zaman gerektiren bir süreç. Yerli sistemlerin tasarlanması, yayılması ve ürün tasarımının değişmesi için zaman gerekiyor.” Jambeck ayrıca Amerika’daki geri dönüşüm sisteminin özellikle zor olduğunu ve ekonomik olarak yaşama şansının düşük olduğunu söyledi.
Zorlu Ekonomi
Plastiğin geri dönüşümü her zaman karmaşık ve zor bir süreç sunmuştur. Ürün ve üretimdeki çeşitlilik sebebiyle dönüşüm için zorluk oluşuyor. Bu duruma çalışmanın yazarları ürünlerin çokluğu diyorlar. Sadece %9 plastik geri dönüştürülebiliyor. Geri kalan kısım depolarda, yakma fırınlarında bulunuyor ya da başıboş yüzüyor. 1992’den beri zengin ülkeler geri dönüştürülmüş plastikleri Çin ve diğer Asya ülkelerine gönderiyorlar. Bu ihracat ve ithalat endüstrisi plastik çöp oranını %800 arttırıyor.
2016 yılında 123 ülkenin geri dönüşüm için ihraç ettiği plastik atığın 43 ülkeden oluşan büyük çoğunluğunu Çin üstlendi. Çin politika değişikliğinin sonuçlarını görmek için bakabileceğimiz bir istatistik: 1992 yılından beri Çin 106 milyon metrik ton plastik atık ithal etti, bir başka deyişle toplam plastik atığın %45’ini Çin aldı.
Çalışmaya göre ihraç edilen plastiğin %89’unu tek kullanımlık yiyecek kapları oluşturuyor. Amerika Birleşik Devletleri PVC(Polivinil klorür), Almanya PE(Polietilen) ve Japonya PS(Polisitren) ihraç lideri konumundalar. Bu durum kendi ülkelerindeki atıkları diğer ülkelere gönderdiklerini bariz şekilde gösteriyor. Devam yazımda çöp ithalatı ile ilgili detaylı bilgiler ve kriz durumlarından fırsat doğabilme durumuna bakacağız.
Yazının orijinali için: Link
Bu yazının devamı için:
Çin’in Kritik Kararı ile Plastik Atık Ne Olacak?