Kod Adı: Pestil | Ottan Studio

Son zamanlarda fark etmemenin çok zor olduğu global bir hareket: Sıfır atık hareketi -kaçınılmaz olarak- gün geçtikçe daha da önem kazanıyor. Dünya’da bu kadar gündemdeyken işler Türkiye’de de çok farklı değil. Neyse ki sıfır atık meselesine kafayı takmış, elini taşın altına koyan üreticiler ve tüketiciler var. Onların ilham verici hikayeleri ise umut verici.

Onlardan bir tanesi, bu hafta tesadüfen karşıma çıkıyor. Ottan Studio, kişisel olarak beni pek bir heyecanlandırıyor. Ottan Studio nedir diye biraz araştırma yapma ihtiyacı hissediyorum ve kendi kendilerini tanımlama hallerine de vuruluyorum. 

Hayal eden, denemeler yapan, araştıran ve sonucunda inşa eden bir tasarım stüdyosu, inovasyon merkezi, geri dönüşüm ve üretim atölyesi Ottan Studio.

Doğanın ve kaynakların değerinin çok farkında, atık ve artıkların potansiyeline odaklanan Ottan Studio ile sizleri de tanıştırmak istiyorum: Şu ana kadar dönüştürdükleri çok çeşitli besin atığı ve bitkisel atık varmış. Portakal kabuklarından, tarihi geçmiş baklagillere, dökülmüş sonbahar yapraklarına kadar çok çeşitli bitkisel kaynaklı atığı dönüştürmüşler! Peki dönüştürülenlere ne mi oluyor? Sürdürülebilir mobilyalar, aksesuarlar ve aydınlatma elemanları!

Bu küçük araştırmanın sonunda ise; sıfır atık konusunda önemli bir sektörel farkındalık yaratan, benim gibilere de ilham ve gurur kaynağı olan Ottan Studio hakkında merak ettiklerimi Ottan’ın kurucusu Ayşe Yılmaz’a sormak istiyorum, kendisi içtenlikle sorularımı yanıtlıyor. Size de keyifle okuması kalıyor. 

Merhaba Ayşe, öncelikle Ottan Studio’nun ortaya çıkış hikayesini; senin ve ekibin motivasyonunu anlatır mısın?

Merhaba, maceramız üç sene öncesine, meyve kabuklarınının can alıcı renklerine ve dokularına hayran kalıp onları israf etmek yerine tasarladığım ürünlerde kullanabileceğim malzemelere dönüştürmeye başladığım zamana dayanıyor. Ortaya çıkan parçalar oldukça etkileyiciydi. Çevreden aldığım tepkileri de değerledirince diğer projelerimi bir kenara bırakıp o günlerde kod adı “Pestil” olan bu malzemelerin üzerine gitmeye karar verdim. Ottan Studio uzun süre tek bir kişiden oluşuyordu ve o zamanlarda motivasyonum ürünlere olan inancım ile bu yaklaşımın dünyayı nasıl değiştirebileceği üzerine kurduğum hayallerimdi. Ottan’ın ürün vermeye başladıkça çevremdekiler de zamanında bir türlü anlam veremedikleri çöp toplama hobimde bana katılmaya ve heyecanımı paylaşmaya başladılar. Şimdiye kadar hayallerime ortak olarak Ottan Studio’ya gönlünü, vaktini ve emeğini veren onlarca güzel insan oldu. Birlikte ‘çöplerden’ atık kavramını yeniden tanımlayan estetik ve doğaya saygılı ürünler ürettik. Bu güne kadar 50 çeşit bitkisel atığı dayanıklı ve estetik malzemelere dönüştürdük. Yenilikçi yaklaşımımızın gıda israfı ve ormansızlaşmaya bir çözüm niteliğinde olmasını amaçlayarak üretmeye devam ediyoruz.  

Bugün bile ahşap malzeme kullanımının “yeşil” olduğu ile ilgili önemli bir algı var, Ottan Studio ürünleri ise bize başka bir şeyler söylüyor. Bu konuda Sıfır Atık okuyucularına neler anlatırsın?

Plastik tüketimini azaltıp doğada çözünebilir ve yenilenebilir kaynaklara yönelmek oldukça iyi bir hareket. Ancak her dakika ormanlarımızın 40 futbol sahasına eşdeğer genişlikte bir bölümü yok ediliyor. Ayrıca düşünülenin aksine diktiğimiz ağaçlar da doğal ormanların yerini tutmuyor. Tüketim alışkanlıklarımızı değerlendirince ahşap oldukça dayanıklı ve yenilenebilir(?) olmasına rağmen gerçekten sürdürülebilir bir çözüm mü? 

Her şeyden önce tüketimi minimize etmeliyiz. Ardından ihtiyaçlarımızı karşılamak ve yaşamı daha sürdürülebilir kılmak adına alternatif çözümler üretmeliyiz. 

Bir ağaç ortalama 70 senede yetişiyor, yaprakları ve meyveleri ise her sene… Sadece bu farkındalıkla, doğanın sunduklarını mütevazi bir şekilde teknolojiyle harmanlayarak kendimize bugünkünden 70 kat sürdürülebilir çözümler üretebiliriz. 

Besin atığından mobilya üretildiğini okuyunca belki önyargılardan kaynaklı akla garip sorular geliyor, mutlaka siz de bu sorularla karşılaşıyorsunuzdur: “Kokar mı?, Bozulur mu?, Dayanıklı olacak mı?”

Evet sıkça karşılaşıyorum aslında. Çünkü insanlar malzemeyi görmeden neye benzediğini hayal edemiyor ki bu oldukça normal. 

Malzemelerimizdeki atık oranı minimum %50. Bu oran bazılarında %100’e kadar çıkabiliyor. Tamamen atıktan üretilmiş dahi olsa hepsi ahşap kadar dayanıklı. Bazıları daha da fazla…

Toprağa atılmadığı, yoğun güneş veya yağmur altında kalmadığı sürece bir bozunma durumu olmuyor. Ürünler su geçirmez ve ısıya dayanıklı. Günlük yaşamda gönül rahatlığıyla yıllarca kullanılabilir. Toprağa atıldığında ise hızlı bir parçalanma süreci başlıyor. 

Dönüştürülecek atığı edinmek için ne yapıyorsunuz? Gerekli atığı toplamak için bir organizasyonunuz var mı?

Kullandığımız atıklar temel olarak üç ana gruptan oluşuyor. Bunları meyve kabukları ile meyve posaları, baklagiller ve yaprak ile çimen gibi yeşillikler olarak sınıflandırabiliriz. Bu üçünü de farklı kaynaklardan ediniyoruz. Meyveleri bir taze meyve suyu üreticisinden, son tüketim tarihi geçmiş baklagilleri gıda fazlalarını ihtiyaç sahiplerine ve bizim gibi bu ürünleri değerlendiren firmalara ulaştıran bir girişim üzerinden, yeşillikleri ise belediyenin park ve bahçe düzenleme çalışmalarında ortaya çıkan atıklardan elde ediyoruz.

Oluşturduğum besin atığımı Ottan’a getirebilir miyim; böylece kendi atığımdan üretilmiş, kişiye özel tasarım bir ürüne sahip olabilir miyim örneğin?

Elbette getirebilirsiniz ve biz de kendi atıklarınızdan size özel bir ürün tasarlarız. Mesela çimenlerinizi biçtiğinizde bunları bozunmadan bize getirebilirsiniz veya sonbaharda dökülen yapraklarınızı biriktirip bize ulaştırabilirsiniz. Aynı şekilde meyve kabukları veya çekirdek kabuğu gibi kuru yemiş kabuklarını da… Önemli olan tek nokta bu malzemelerin çürümeden bize ulaşması. Atıkları biriktirebilmek için en iyi yöntem ise bunları kurutmak. 


Gördüğüm kadarıyla ürünlerinizi el işçiliği ile üretiyorsunuz fakat seri üretime uygun tasarımlar. Buradan anladığım; hedefleriniz arasında seri üretime geçiş planları var. Orada süreç nasıl ilerleyecek? Ottan Studio’u yakın gelecekte nasıl haberlerle duyacağız?

Evet ürünlerimizin hepsi Galata ve Cihangir’deki atölyelerimizde baştan sona el işçiliğiyle üretiliyor. Ancak dediğiniz gibi planımız niş bir kitleye hitap eden butik bir marka olmak değil. Çünkü her sene israf edilen ortalama 1.3 milyar ton gıda ile kesilen 5 milyar tane ağaç var. Kısacası dönüştürülecek tonlarca malzeme bizi bekliyor. Daha fazla haneye ulaşarak sektörde değişime sebep olacak bir etki yaratmayı amaçlıyoruz. 

Malzemelerimiz seri üretime uygun olarak tasarlandı. Mobilya ile birlikte iç mimari yapı elemanı, aydınlatma, beyaz eşya ve hatta otomotiv sektörlerine yönelik uygulama yapılabiliyor.

En yakın zamanda malzemelerimizi seri üretime geçirerek geniş kitlelere ulaştırmayı ve pazara yön veren bir marka olmayı amaçlıyoruz.