Hızlı Moda: İsteklerimiz gerçekten ihtiyaç mı?

Sektör hızlı moda endüstrisindeyken, kaçımız kendimizi durdurup “Gerek var mı?” diye soruyoruz? Kaçımız aldığımız ürünün kökenini merak ediyoruz? Aslında tek yapmamız gereken ihtiyaç ve istemek arasında bir denge oluşturmak. Her beğendiğimiz ürün bizim olmak zorunda değil.

Nedir bu hızlı moda?

Uygun fiyatlı ve çok ürün üretmeye odaklanmış bir sektör aslında. Düşük kalitede, düşük maliyetli giysiler üretilmesiyle oluşan bir pazar. Trendler o kadar değişiyor ki giyim kalitesi artık yüksek kalitede kalmak yerine neredeyse tek kullanımlık kıyafetler üretiliyor. Maalesef, müşteri talebini karşılamak için yapılan bu üretim anlayışı, iş sağlığı güvenliği, çevre koruma başlıkları üzerinde yeterli özveriyi göstermiyor. Çalışanlar ikinci sınıf vatandaş olarak kabul görüyor ve kazançları günde 3 dolardan az oluyor.

Ülkemizde ve şüphesiz diğer batılı ülkelerde, ikinci el mağazalara bağışlanan giysilerin sadece %10’u satılıyor. Diğer %90’ı ya atık depolama alanlarına ya da üçüncü dünya ülkelerine gönderiliyor.

Peki hızlı modayı neden istemiyoruz?

Her yıl ABD’de 13 milyon ton kıyafet düzenli depolama alanına giriyor. Hayal sınırlarını zorlayacak cinsten. Depolama sahasındaki giysilerin çoğu biyolojik olarak parçalanamaz özelliktedir. En az 200 yıl boyunca çevreye zehirli kimyasal, boya, plastik yükü olurlar yerel toprak ve yeraltı sularına sızarlar.

Genelde hızlı moda fabrikaları Hindistan ve Kamboçya’ da faaliyet gösteriyor. İşçiler (çoğunluğu kadın), günlük 3 dolardan az, sıfır sağlık hizmeti, uzun saatler, güvensiz çalışma koşullarında çalışıyorlar ve ikinci sınıf vatandaş olarak kabul ediliyor.

Dahası da var. Hızlı moda endüstrisi, 2030 yılına kadar yılda 2,8 milyar tonluk bir artış gösterecek. CO2 emisyonlarının ne duruma geleceğini düşünmek işten bile değil. Birçok ülkede zihinsel gerileme sergileyen birçok insan kirlenmiş yeraltı sularını kullanıyor. Kimyasal kirlenmeyle, hastalıklar ve sakatlıklar oluşuyor.

Hızlı Modadan Nasıl Uzaklaşırız?

Gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını düşünün. Eve herkes için hediye almak zorunda mısınız? Bu yeni elbiseye gerçekten ihtiyacınız var mı? Beyazı varken kırmızısının olması gerçekten gerekli mi?

Ürünün nerede yapıldığını sorun. Hindistan, Kamboçya gibi ülkeleri duyarsanız, yukarda bahsettiğim üretim koşullarını hatırlayın.

Tekrar kullanmayı öğrenin. Mesela giymediğiniz bir gömleği eteğe çevirebilirsiniz. Giymediğiniz bir kazaktan bere, eldiven yapabilirsiniz.

Öğrenmek için zaman ayırın. Dünyanın neresinde olursanız olun, zaman, çaba, beceri, öğrenme, materyal, para ve ürünü sıfırdan üretmeye giden her şeyi öğrenmek için zaman ayırmak dünyamız için atılan en önemli adımdır.

Üzücü gerçek, bir şeyler satın almanın bizi mutlu edeceğini düşünüyoruz. Yenilikler bitene kadar istek kotamızı doldurmaya çalışıyoruz ama bu kotanın aslında bizde bir sınırı yok. Unutmayalım, bizden talep etmezsek, pazar küçülebilir.

Kaynakça:

Fast fashion: Inside the fight to end the silence on waste

Benzer Yazılarımız İçin:

  1. Sıfır Atık Nedir?
  2. Kıyafette İkinci El Dönemi “Tekstil Endüstrisinin Dönüşümü”
  3. Çöp Kutusunun Dışında Düşünün!