Çevreye duyarlı iki minimalist, sıfır atık bir hayat yaşamanın hippilere dönüşmek anlamına gelmediğini, aslında büyükannenizin sürdürdüğü yaşam tarzını benimsemek olduğunu açıklıyor.
Tecrübesizler için sıfır atık yıldırıcı bir terim olabilir. Plastiği kumaş torbalarla değiştirmek, su ve elektrik kullanımınızı düzenlemek ve karbon ayak izinize dikkat etmek konusunda bilinçli olabilirsiniz fakat bir sıfır atıkçıya (hiçbir atık üretmeyen insan) denk geldiğinizde katkılarınızın ne kadar küçük olduğunu görebilirsiniz.
Sıfır atık soyut bir terimdir. Çöp kutuları için tasarımlar yapılan bir ekonomide yaşarken, geri dönüşüm ne yazık ki bir çözüm değil yalnızca kaçınılmaz olanı geciktiren bir araçtır. Sıfır atıkçılar, altyapı sistemlerinin, işletmelerin ve bireylerin kullandıkları şeylerde değeri gördükleri dairesel bir ekonomiyi savunuyor. Dairesel bir ekonomiye geçiş çok uzun bir yol olsa da, sıfır atıkçılar bu ütopyayı en yakından yansıtan bir hayat yaşıyorlar. Ve bunu aileleriyle, arkadaşlarıyla ve modern hayatın sunduğu her türlü eğlenceyle doldururak, eksiksiz bir hayat yaşıyorlar. Sıfır atıkçı olmayanlarla tek farkları bu hayatı nasıl yaşamayı seçtikleri.
“Eğer temizlik dindarlık ise, ibadetimi her gün yaparım.” Durgesh Nandhini
Durgesh’in sıfır atık yolculuğu, o zamanlar iki yaşında olan kızıyla gezileri sırasında , Bengaluru’nun sivil kuruluşu olan Bruhat Bengaluru Mahanagara Palike (BBMP) tarafından sunulan 2bag2bin (2 poşet 1 kutu) atık ayrıştırma sistemini sorduğunda başladı. Sayısız sorularına cevap bulabilmek için Durgesh evsel atık, plastik, geri dönüşüm, kompostlama, Pasifik Okyanusu’ndaki girdaplar ve çok daha fazlasının olduğu bir dünyaya daldı.
“Birlikte öğrenmeye, araştırmaya, deney yapmaya ve pratik yapmaya başladık. Bea Johnson!ın kitabı ve Lauren Singer’ın bloğuna aşık oldum. Son zamanlarda Instagram’daki birçok Hintli sıfır atıkçıdan esinleniyorum. Kızımın eski günlerdeki atık uygulamaları hakkında çokça soru sorduğu kurtarıcı kaynağı büyükannem.”
Sıfır atıkçı olmak için Durgesh en temelden başladı; “Çöplüğüm araştırma merkezimdi. Her günün sonunda çöplüğümü boşalttım ve atık ambalaj malzemelerinin notlarını aldım. Ağartılmamış pamuk torbalarda, çelik kaplarda bulunan ürünler almaya başladım. Kişisel hijyen ve temizlik ürünlerini mutfak malzemeleri ile oluşturulan ev yapımı çözümlerle değiştirdim. Dışarıda yemek yerken paketlerimi kendim taşıdım. Minimalizmi öğrenmeye başladım ve ona aşık oldum. Minimalizm sıfır atığa ulaşmanın yolu.”
Durgesh, henüz yüzde yüz sıfır atıkçı olamadığını söyledi, çünkü şehirlerindeki altyapı bu yaşam tarzını çok zorlaştırıyor. Ancak, çöp kutusunu inceleyerek geçirdiği günlerden beri uzun bir yol kat etti. Her yıl yaklaşık yarım kilo geri dönüştürülemez atık ürettiğimizi söylüyor, bunu Hindistan’da yaşayan 377 milyon insanın ürettiği 62 milyon ton çöple karşılaştırdığımızda ne kadar mucizevi olduğunu görebilirsiniz.
Durgesh’e göre bu çevrecilik için başladığı bir deney olsa da ailesine getirdiği sağlık ve maddi faydaları nedeniyle sıfır atığa bağlı kaldı. “Temiz beslenme alışkanlıklarımızı takdir etmeye başladık ve sağlığımız inanılmaz derecede gelişti. Paketlenmiş veya işlenmiş yiyecekleri kesinlikle almadığımız halde yiyecek masrafımız aynı kaldı. Bunun dışında hayatımızdaki bütün giderler önemli ölçüde azaldı. Herhangi bir şey satın almadan önce kendimizi sorguluyoruz ‘Bununla işimiz bittiğinde onu nasıl imha edeceğiz?’
“Bu yaşama başladığımızdan beri gerçek ferahlığı yaşadık ve bu bize maddi zenginliklerin verebileceğinden daha fazla mutluluk getirdi.”
Durgesh Hindistan’da sıfır atık olmanın en kolay yolunun bilgi olduğunu söylüyor. “Sıfır atık uygulamaları bir önceki jenerasyonda temelde var olan bir kültürdü. İlk ilhamın sıfır atıkçı batılılardan gelmesine rağmen, ben tamamen sıfır atıkçı olmak için büyükannemin bilgi ve uygulamalarına geri döndüm.”
Atık bertaraf sistemleri ve sürekli karşılaştığı tutumlar onun için en zor şey oldu. “Atıkları evde ayırıyorum ve şahsen fiziksel geri dönüşümcülere ve internet acentalarına götürüyorum. Ben her ne kadar bu konuda titiz olsam da bölgemdeki çöp toplayıcıları hala hepsini bir kutuya atıyor.”
İnsanların Durgesh’in yaşadığı hayat hakkında çok kararlı fikirler var. “Sık sık, çok endişelenen, hayat tarzım için malzeme elde etmek için büyük acılar çeken, her zaman kaygılı ve hayatın küçük zevklerinden hoşlanmayan biri olarak anlaşıldım. Planlama ve organize etme yoluyla sıfır atıkçı olmanın tüm zorluklarının üstesinden geldim.”
Benim küçük bir hareketim, çevre, malzeme bilimi, radikal tüketim, yavaş moda, tarım, gıda güvenliği ve çok daha fazlası hakkında bir aile olarak bize bir çok şey öğretti. Ve düşüncelerimi ve uygulamalarımı paylaştığım bloglarım sayesinde kazandığım sevgi ve saygı miktarı çok büyük. Tek bir kişiye bile evlerinde toksik bir alışkanlığı değiştirme konusunda ilham vermiş olsam bile, bu benim için yeterli bir şey.”
“Konuşmam gerekiyordu!” Sahar Mansoor
2014 yılında sıfır atık öncüsü Lauren Singer’in bloguna rastladıktan sonra bu fikri tekrar düşündü, 24 yaşındaki Lauren New York’ta sıfır atık bir hayat yaşıyordu. “Lauren yapabilirse ben de yapabilirim, ben de 24 yaşındayım! dedim ve çöp sorunumuz hakkında daha fazla düşünmeye başladım. Bu kolaylık ağına o kadar yakalanmışız ki kendi çöplerimiz hakkında düşünmüyoruz bile, ve genellikle üzerinde kontrolümüz olmayan daha büyük bir küresel soruna atfediyoruz. Amy Korst haklı olarak şunları söyledi: ‘Çöp, iklim değişikliği ve habitat tahribatından su kirliliğine ve kimyasal maruz kalmaya kadar bugün karşılaştığımız her çevre sorunuyla yakından bağlantılı. Ayrıca tamamen kişiseldir ve ne kadar para harcadığımızdan ne kadar kilo aldığımıza kadar günlük yaşamımızdaki her şeyi etkiler.’”
Sahar, Loyola Marymount’ta Çevre Planlaması dalında çalıştı ve Cambridge Üniversitesinde Çevre Ekonomisi ve Hukuku alanında yüksek lisans yaptı. Halen SELCO’da analist olarak çalışmakta ve Çıplak İhtiyaçlar adlı sıfır atık girişimini yönetmekte. Çöp sorunumuzun bugün dünyada yaşanan her çevresel krizle karmaşık bir şekilde bağlantılı olduğuna inanıyor. “Bu kentleşme-küreselleşme çağının öznesiyiz ve bu kolaylık ağına o kadar kapıldık ki beş dakika boyunca kullandığımız plastik su şişesi hakkında hiç düşünmüyoruz ve onun parçalanmaya başlaması bile 700 yıl alıyor. Zararlı kimyasalları toprağımıza ve suyumuza atmak tabii ki zararlı, taze sebze ve meyvelerini tükettiğimiz aynı toprak ve su!”
Gerçeklerle ilk karşılaştığımda, çöpümüz kadar zararsız bir şeyin, kişisel ve politik kaygılarımla nasıl olumsuz bir şekilde bağlantılı olabileceğine inanamadım. Sorunun bir parçası olmayı bırakmak istedim. İlk önce kendi çöp sorunumu çözmem gerekiyordu. Benim çözümüm, değer verdiğim değerleri en iyi yansıtan bir yaşam tarzı yaşamak. Kendimi o zamanlar yaklaşık altı yıl boyunca çevreci olarak adlandırmıştım ama şimdi konuşmam gerekiyor.”
Sahar, Bea Johnson ve Lauren Singer’ın blogları ile başlasa da, Durgesh gibi bu yaşam tarzına geçtikten sonra tavsiye almak için annesine ve büyükannesine geri döndü. “Hint geleneklerimizin çoğu aslında ekolojik uygulamalara ya da şimdi ‘sıfır atık uygulamaları’ dediğimiz şeylere dayanıyor.”
Başlangıç için, Sahar tek kullanımlık plastik malzemeleri çelik ya da bambu olanlarla (örneğin diş fırçası ve çatal bıçak) değiştirdi. Kişisel bakım ürünleri bittikçe kendisine sabun, şampuan ve diğer ürünleri yapmayı öğrendi. Şimdi ise bunları Çıplak İhtiyaçlar girişimiyle büyük ölçeklerde üretiyor. Son iki yılda can kavanozda sakladığı 500 gram atık üretti. Ancak zayıf yönlerini kabul etmekte hızlı, “Hala tamamen sıfır atıkçı değilim ve olabileceğimden şüpheliyim. Sınırlarını bilmek güzel. Örneğin, kontakt lens kullanıyorum ve bu her ay ürettiğim bir atık ancak bunun için pazarlık yapamıyorum.”
Sıfır atıkçı olduğundan beri Sahar hayatında üç fayda gördü. “Artık işlenmiş yiyecekler almadığım için daha sağlıklıyım. Para biriktiriyorum çünkü kendi kişisel ve ev bakım ürünlerimi kendim yapıyorum. Daha mutluyum çünkü satın almak yerine sadece olmayı ve deneyimlemeyi öncelikliyorum.”
Batıda sıfır atıkçı olmak daha kolay çünkü Hindistan yasalar açısında tam olarak bu noktada değil. “Batı’daki sıfır atık yaşam tarzını yaşamanın bir avantajı Avrupa’daki bazı ülkelerde ve ABD’de ‘genişletilmiş üretici sorumluluk yasaları’ gibi ilerici yasaların geçmesine yardımcı olan daha fazla farkındalık var. İleri görüşlü şirketler, ‘kurumsal sorumluluk’ altında veya başka türlü atılacak her türlü şeyi, geri almak, yeniden kullanmak, yenilemek veya geri dönüştürmek için yollar buluyorlar. Bu nedenle eko-işletmelerin çoğalmasına ve genel olarak ‘dairesel bir ekonomiye’ yönelik bir harekete tanık oluyoruz.”
Ancak Hindistan’da sıfır atık yaşam şekliyle yaşamanın da kendi avantajları var. “Hindistan pazarların ve küçük girişimlerin ülkesidir. Ev yapımı tentelerimizi, yapıtlarımızı, geleneklerimizi, her şeyi sıfır idraf felsefesi şampiyonu olarak seviyoruz. Batı sıfır atıkçıları muhtemelen el dikişli kıyafetler yapmak için kendi yerel terzilerin erişemiyordur. Yerel pamuklu kumaş almayı ve terzimin bana özel giysi yamasını çok seviyorum. Etik dışı, hızlı modadansa ve pazardaki yerel ekonomiyi desteklemek çok daha iyi.”
***
Yazar: Rakhi Chakraborty
Rakhi Chakraborty bağımsız gazetesi ve sürdürülebilirlik aktivisti. Zerowasteindian.com blogunda yazıyor.
Kaynak: https://yourstory.com/2017/06/two-indians-who-live-zero-waste-lives-share-tips-tricks-and-challenges
Çeviren: Dijan Teymur